5 Ocak 2016 Salı

AĞRI İLİ TARİHÇESİ


AĞRI İLİ TARİHİ

Orta Asya’dan gelen kavimlerin Anadolu’ya girişleri sırasında Ağrı, bir geçiş oluşturmuş, dolaysıyla birçok medeniyete sahne olmuştur. Ancak bu medeniyetler Ağrı’yı bir geçiş kapısı olarak gördüklerinden burada çok köklü bir uygarlık oluşturamamışlardır. Bölgede egemenlik kurdukları sanılan Hititlerin güçlerini yitirmeleri üzerine, M.ö1340-M.ö1200 tarihleri arasında Huriler Krallık merkezi olarak Urfa’dan uzak olan Ağrı’yı ellerinde tutamamışlardır.

En köklü uygarlığı Urartular oluşturmuştur. Urartu’nun Van Gölü’nün kuzey ve kuzeydoğusundaki ülkeler üzerine, Kral İspuini (M.ö825-M.ö810) döneminde seferler başlamış , Kral Menua (M.Ö810-M.Ö.786) döneminde bu akınlar daha da ağırlık kazanmıştır. Kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar üzerinde inşa edilen kaleler, buraya yapılan seferlerin önceden planlandığını göstermektedir.

Ağrı Dağı’nın yamaçlarında, Karakoyunlu ve Taşburun köylerinin arasında ele geçen bir Urartu yazıtı Kral Menua’nın bu bölgedeki egemenliğinin kesin kanıtıdır. M.Ö.712 yıllarında Kızılırmak boylarına kadar uzanan Kimmerler, Ağrı da geçici de olsa bir hakimiyet kurmuşlardır. Medler (M.Ö.708-M.Ö.555) Asur Devleti’nin yıkılması ile birlikte bir yayılma sürecine girmiş, bunun sunucu olarak ta Ağrı ve çevresini topraklarına katmışlardır. Medler’in yıkılması ile birlikte Persler; Büyük İskender in Pers Kralı III.Darius’u (M.Ö.331) yenerek Anadolu’yu ele geçirdiği zamana kadar yaklaşık iki yüzyıl kadar bölgede yaşamışlardır. Büyük İskender in ölümü üzerine oluşan boşluktan faydalanan Ermeniler bölgeyi ele geçirmişlerdir.

Doğu Anadolu ya gelip yerleşen ilk Türk topluluğu M.Ö.680 yılında bölgeye gelen Sakalardır. Murat Nehri ve Doğubeyazıt çevrelerine kısa sürede yerleşmişlerdir. Daha sonraları Arsaklılar ve Artaksıyas'lı Krallığı, Ağrı ve çevresine hakim olmuştur. Bölge, Hz.Osman zamanında İslam orduları tarafından fethedilmiştir. 872 yılına değin Abbasilerin kontrolü altında kalan Ağrı, daha sonra Bizans’ın kontrolüne geçmiştir.

1071 Malazgirt Savaşı sonrası bölgeye gelen Türk boyları gelmeye başlamıştır. Ağrı, yüzyıla yakın bir süre Sökmenli Devleti'nin Sınırları içine girmiştir. 1027-1225 yılları arasında Ani Atabekleri, 1239 da Cengizliler, 1256-1358 yılları arasında ilhanlılar ve Celayirliler Ağrı da hüküm sürmüşlerdir. ilhanlılar bazen kurultaylarını Ağrı Dağı'nda yapmış, Anadolu ve İran ı buradan yönetmişlerdir. 1393'te Moğol hakanı Aksak Timur, Ağrı bölgesini ele geçirmiştir.

1405-1468 tarihleri arasında Ağrı, Karakoyunlu Toprakları içinde yer almış, Karakoyunlular yıkılanca Ağrı Akkoyunlular'ın egemenliğine geçmiştir. Ağrı, Yavuz Sultan Selim tarafından çaldıran savaşı sonrası Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Osmanlı döneminde şorbulak olarak anılan ilin adı, Ermenilerin zamanında Karakilise olarak değiştirilmiştir. Kazım Karabekir Paşa zamanında karakilise ismi değiştirilerek Karaköse diye adlandırılmıştır. Nuh Tufanı ilgisinden dolayı Tevrat ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılması dolaysıyla, Ağrı ya batılılar tarafından, Ararat ta denilmektedir. 1834 yılında bucak, 1869 yılında ilçe olan Ağrı, 1927 yılında il merkezi olmuştur. 5165 m. Yüksekliğiyle Türkiye'nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı'ndan dolayı da Ağrı adını almıştır.

Ağrı ili ismini nerden aldı?

Ağrı ilinde daha önceleri ağrı yerine "Karakilise", "Karaköse" adları da kullanılmaktadır.
Osmanlı-Rus savaşlarında, Ruslar tarafından bölgeye yerleştirilen Ermeniler birçok yerde kilise ve manastır yapmışlardı.

Ağrı'da şimdiki Bahçelievler Polis Karakolu'nun yerinde yapılan kilise, siyah taşlardan örülü bir yapı idi. toprağa ve bu kiliseye izafeten şehre "Karakilise" adı verilmişti. "Karakilise" adında yerleşim yeri başka illerde de vardı. Bunlar birbirlerine karıştırıldığı için, Kars Karakilisesi, Pasinler Karakilisesi ve Eleşkirt Karakilisesi gibi adlar veriliyordu.Kars, Pasinler ve Eleşkirt "Karakilise"si adlarıhalk ve askerlerce karıştırıldığından; Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa, Eleşkirt Karakilisesi'nin Kösedağ'ın doğu tarafından bulunması ve kilise ile herhangi bir ilgisinin bulunmaması yüzünden değiştirilmesini istemişti.

Çünkü, Nisan 1918'de Ermeniler Ağrı'yı terk etmiş, küçük kiliseler kullanılmaz olmuştu. Harita şubesine Karakilise'nin "Karaköse" olarak tashih edilmesi (düzeltilmesi) ve izin için de Harbiye Nezareti (Savunma Bakanlığı)'ne yazılar yazıldı. Bu istek üzerine, Kasım 1919'da Karakilise adı, KARAKÖSE olarak değiştirildi. 1938'de sınırları içinde bulunan ve Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı dağından ötürü Karaköse adı AÄžRI oldu.

İsmi sınırları içindeki “Ararat” dağından alır. Çok eski çağlarda yeryüzü korkunç bir Su baskınınına uğradı.(Nuh Tufanı) Nuh peygamber bütün canılardan bir çifti alarak bir gemiye bindirdi. Gemi Cudi (İslam kaynaklarına göre) (Hristiyan kaynaklarına göre de Ararat – Ağrı) dağına kondu. Ararat, önce aran sonra da Ağrı adını aldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder